OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU NEDİR?
Otizm spektrum bozukluğu (OSB) özellikle sosyal etkileşim ve iletişim becerilerinin
gelişiminde önemli düzeyde güçlüklerle ortaya çıkan bir nöro-gelişimsel bir durumdur.
Otizm spektrum bozukluğunun yaygınlığı her geçen gün artmakta olup toplumsal
iletişim ve etkileşimde güçlükler ve sınırlı-yineleyici davranış örüntülerindeki
yetersizlikle kendini gösteren yaygın gelişimsel bozukluk (YGB) olarak
tanımlanmaktadır. Otizm spektrum bozukluğu:
Otistik bozukluk,
Atipik otizm
Asperger Bozukluğu
Rett bozukluğu ve
Çocukluk Dezintegratif Bozukluğu olmak üzere beş alt gruba ayrılmaktadır ve alt
gruplarına göre belirti yelpazesi değişebilmektedir.
OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU BELİRTİLERİ NELERDİR?
Sosyal etkileşim alanındaki yetersizlikler ve iletişim alanındaki yetersizlikler belirti alanlarıdır. Diğerleri
ile bir nesne ya da olayı paylaşma becerisi olarak tanımlanan ortak dikkati kullanmada sıkıntı yaşarlar.
Örneğin annesi çocuğu “aaaaa bak burada ne var” diye bir nesneyi gösterdiğinde çocuk tepkisiz
yaklaşabilir. Ağlama, saç çekme ve öfke nöbetleri gibi davranış bozuklukları otizme eşlik
edebilmektedir. Uyku problemleri, kokuya/sese/dokunulmaya karşı aşırı duyarlılık,
tehlikeyi fark etmeme, anormal vücut duruşu, denge problemleri gibi duygusal
ve motor bozukluklar görülebilmektedir. Erken çocukluk döneminde ortaya çıkan sosyal
etkileşim problemleri, sözel ve sözel olmayan iletişim güçlükleri ve ilgi ve etkinliklerdeki sınırlılıklar
nedeni ile bu çocuklar özel eğitim ile destek bir eğitim hizmetine ihtiyaç duymaktadırlar. Gündelik
hayatta çocuk;
Adının söylendiğinde bakmıyor ve göz teması kurmuyorsa,
Söylenenleri işitmiyor gibi davranıyorsa,
Yaşıtlarının oyunlarına ilgisiz ve oyun kuramıyorsa,
Bazı sözel ifadeleri alakasız ortamlarda söyleme veya yineleme varsa (kendine söyleneni
tekrar etme, kendi söylediklerini tekrar etme vb.) ,
Konuşma olarak yaşıtlarının gerisinde kalmışsa,
Sınırlı ve sıra dışı ilgi alanlarına takıntılı derecede sahip olmak ( sadece uzayla ilgili alanlarla
ilgilenmek vb.)
Aşırı bir uyarılma-hareket varsa ve hep kendinin bildiğine göre davranıyorsa,
Kendini uyarıcı hareket tekrarları sergilemek (sürekli parmak uçlarında yürümek, sürekli göz
kırpma vb. )
Gündelik yaşamındaki düzen değişikliklerine aşırı olumsuz tepki veriyorsa,
Gözlerin bazı nesnelere takılı kalması, bir şeyleri sıraya dizmek ve döndürmek konusunda
ısrarcıysa,
Sallanmak, ellerini çırpmak, dönen nesneleri izleme ve tekrarlayıcı el çırpma varsa ve bu
belirtilenlerden bir kaçı devamlı kendini gösteriyorsa otizm açısından bir değerlendirme
yapılmalıdır.
ALT KATAGORİLER VE ÖZELLİKLER
Otistik Bozukluk
Basmakalıp yineleyici dil vardır.
İletişimi başlatma ve sürdürmede bozukluk yaşanır.
Gelişimsel düzeyine uygun ilişkiler getirememe, kişiler ve nesnelere ilgi azlığı gösterir.
Bahsi geçen otizm belirtileri daha yoğun ve belirgindir ve üç yaş öncesinde biri veya bir kaçı
kendini gösterir.
En sık görülen katagori grubu olup beraberinde zihinsel yeterlilikte problemler yaşanabilir.
Asperger Sendromu
Sosyal etkileşim alanında belirtilerin (karşılıklı sohbet etmede güçlük, ben yerine sen
kullanımı vb.) yanı sıra dil gelişiminde bir gecikme görülmemektedir.
Toplumsal uyum problemleri yaşanmaktadır.
Motor becerilerde belirgin güçlükler görülmekte
Empati geliştirme gibi sosyo-duygusal davranışlarda güçlükler
Sıra dışı ilgiler ve üstün yetenekler görülebilir, zeka puanı 70 üzeridir.
Rett Sendromu
Normal bir gelişim sürecinin ardından, yaşamın beşinci ayından sonra,
baş büyümesinde durma, yavaşlama, özellikle el becerileri olmak üzere
psikomotor beceriler ve diğer beceri alanlarında gerileme görülmektedir.
Tekrarlayıcı el hareketleri görülmektedir.
Koordinasyonu bozuk yürüme ortaya çıkmaktadır.
Sözel anlatım ve dili anlamada ileri derecede bozukluk görülmektedir.
Çocukluk Dezentegratif Bozukluğu
Normal bir gelişimin ardından 24. Aydan sonra önceden kazanılmış
sosyal-iletişim, motor ve zihinsel becerilerde önemli derecede bozulma
söz konusudur.
Tekrarlayıcı, kendini uyarıcı davranış örüntüsü ortaya çıkmaktadır.
Basmakalıp davranışlar görülmektedir.
Atipik Otizm (Başka Türlü Adlandırılamayan Yaygın Gelişimsel Bozukluk)
Otizm spektrum bozukluğunun diğer alt kategorileri için yeterli belirti
gösteremeyen, tanı ölçütlerini karşılamayan; ancak bir yandan da otizm
spektrum bozukluğuna ilişkin özelliklerin görüldüğü durumlardır.
Sosyal etkileşim alanında yaşanan problemler yaşanmaktadır ve
özellikle, karşılıklı sosyal etkileşim geliştirmede önemli güçlükler
görülmektedir.
Basmakalıp davranışlar ve olağandışı davranışlar kendini
göstermektedir.
OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞUNDA TANI VE TEDAVİ
OSB doğası gereği farklı alanların işbirliğini gerektiren bir yapıya sahip olduğu için tanı
süreci ve sonrasında tıp doktoru, aile ve farklı alan uzmanlarının iş birliği çok önemlidir. Aile
gözlemleri, çeşitli uzmanların çocuk gözlemleri, gelişim değerlendirme araçları ve tanıya
yönelik ölçekler doğrultusunda gerçekleşen davranışsal değerlendirmeler, bir çocukta
otizm spektrum bozukluğu olabileceğine dair ilk bulguları otaya koyabilir ve bu bulgular
doğrultusunda nörolog ya da psikiyatrist değerlendirme sonuçlarını yorumlayarak tanıyı
koyar. Otizm spektrum bozukluğu henüz tıbbi olarak tedavi edilememektedir. Sadece,
belirtilerin şiddetini ve çeşitli fizyolojik sorunları azaltmak veya ortadan kaldırmak için ilaç
kullanımı gibi çeşitli tıbbı uygulamalar söz konusudur. Burada önemli olan bir diğer konuda
eğitimdir. Etkili bir eğitimle de belirtilere müdahale edilebilmektedir.
ÖZEL EĞİTİM SÜRECİ NEDEN ÖNEMLİ?
Otizm spektrum bozukluğu belirtilerini gösteren bireyin toplum tarafından kabul görmesi
için uygun bir eğitim planı, uzman bir eğitimci desteği çok önemlidir. Kendi kapasitesi
içinde mümkün olan en üst düzeye gelebilir ancak bu uyum yetenekleri ve becerilerinin
gelişmesine bağlıdır. Eğitime başlarken çocuğun hangi noktaya varacağı her çocuk için
probleminin şiddetine, gösterdiği semptomların neler olduğuna ve eğitimin kalitesine
bağlıdır.
Erken müdahale; duyusal-motor gelişim, dil ve sosyal gelişim, davranış yönünden de
oldukça önemlidir. İlk üç yıl tüm çocuklarda olduğu gibi özel gereksinimli çocuklar için de
dil gelişimi ve sosyal davranışlar açısından önemli bir dönemdir. Eğitim sürekli ve planlı
olmalıdır. Çocuğun gelişim ihtiyaçları ve özellikleri göz önüne alınarak bireysel bir eğitim
planı hazırlanmalıdır. Aile ile işbirliği yapılarak çocuk merkezli hareket edilmelidir.